ALANLARINA GÖRE ÇALIŞMA TAVSİYELERİ

1408

Bazı arkadaşlarım ve öğrencilerim herhangi bir şeye nasıl çalıştığımı çok soruyor, bende bunları gruplara ayırarak anlatacağım.

İlk olarak yabancı dilden başlayacağım, İngilizcemi nasıl geliştirdiğimi zaten bir yazımda anlatmıştım(https://www.ireminpenceresinden.com/ingilizcede-kimmis-dedirtecek-tuyolar/  linkine tıklayarak ulaşabilirsiniz.) . Genel olarak herhangi bir dili öğrenmek istediğinizde konuşma halini mi öğrenmek istiyorsunuz yoksa resmi halini mi öğrenmek istiyorsunuz, buna karar vermelisiniz. Konuşma halini ve resmi halini şöyle açıklayabilirim: biz konuşurken naber ya deriz ama naber yazmayız veya resmi bir yerde naber demeyiz, nasılsınız deriz. Farkı nedir; Türkçedeki gibi yazım ve noktalama önemlidir, daha ağır kelimeler kullanırız. Konuşma halini öğrenmek/geliştirmek isterseniz bol bol şarkı çevirisi yaparak ve dizi izleyerek hızlıca halledersiniz. Ama resmi halini öğrenmek isterseniz önce o dilin dilbilgisi yapısını öğrenmeli ve daha sonra bol bol makale çevirmelisiniz. Hatta imkanınız varsa o dilde yazılar yazmalısınız. Türkçemizi geliştirmek için nasıl bol bol kitap/dergi okuyorsak yeni öğrendiğimiz dillerimizi geliştirmek için de bol bol kitap/dergi okumalıyız. Ben o dili unutmamak için bol bol şarkıların sözlü hallerini dinliyorum. Yabancı dizileri o dilin alt yazısı ile izleyebilirsiniz. Bence bunlar oturup ezber yapmaktan daha etkili.

Şimdi benim en zorlandığım alana geliyoruz, sözel yani ezber alanlar. Benim bir şeyi unutmamak için mantığını anlamam ya da beynimde kendime göre kodlamam lazım. Ezber derslerinde de genelde kodluyordum. Ya baş harflerinden cümleler/kelimeler oluşturuyordum. Ya da bildiğim konularla bağlantılar yapıyordum. Mesela müzik zekam gelişmiştir. Türkçe dil bilgisindeki ‘ulama’ kavramını ‘Sezen Aksu’ kodlamasından hatırlarım. ‘Sezen Aksu’ kelimesini görünce hemen ulamanın tanımını hatırlıyorum(sessiz harfle biten bir sözcüğün ardından sesli harf ile başlayan bir sözcüğün gelmesi) . Bunun dışında sözel konuları hatırlayabilmek için genelde sesimi kaydeder, gece boyu dinlerim. Mesela tarihsel olayları ezberlemek için olayı bir metin haline getirip sesli okuyarak sesimi kaydederim. Sonra yatana kadar sesimi dinleyerek metni okurum. En sonda yukarıda dediğim gibi gece boyu dinleyerek uyurum. Beynin öyle bir mekanizması var ki, en son ne düşünüp/okuyup/izleyip uyursan sabaha kadar onu tekrar eder. Bu yüzden önemli sınavlardan önce hep, kesin sorulacak konuları okur yatardım. Sözel konularda hala öyle yapıyorum. Ayrıca bol bol tekrar yapmalısınız.

Bir de sayısal derslerle ilgili konuşalım. Matematik, geometri, fizik, kimya, coğrafya… Kendimi en iyi bulduğum alandır kendisi. Çünkü mantığını kavrayınca her soruya uydurabilirim. Hızlanmak ve formülleri hatırlamak için bol bol soru çözmelisiniz. Özellikle geometri gibi şekilli alanlarda çok soru çözünce artık her şekle ve içinden çıkabilecek şekillere aşina oluyorsunuz, görür görmez çözüyorsunuz. Bir de benim sayısal alandaki derslerin sevdiğim yanı birden çok çözümü olabilir. Bu yüzden genelde ezber yapmazdım. Belli başlı şeyleri ezberlerdim( kimyada semboller, fizikte başlıca formüller, geometride üçgenlerle ilgili bilgiler gibi…) , sonra onları başka sorulara uyarlar(d)ım. Hem zaman hem pratiklik kazandırır. Soru soru ezberlemeye kalkarsanız işin içinden çıkamazsınız emin olun.

Bunların yanı sıra birde şundan bahsetmek istiyorum. İnsanların anlama şekli farklıdır. Kimi insan yazarak, kimi görerek, kimi anlatarak, kimi dinleyerek, kimi okuyarak, kimi çizerek anlar. Benim tavsiyem en başta hangi yolla daha iyi anladığınızı bulun. Mesela zorlandığınız bir alanı seçip dediğim gibi farklı yollarla öğrenmeye çalışın. Her öğrenmeden sonra kendinizi sorgulayın. En iyi öğrendiğiniz yolu bu şekilde bulabilirsiniz. Hepsini denemek zor geliyorsa derslerde nasıl oyalanıyorsunuz, bunu dikkate alarak yakın olduklarınızı seçebilirsiniz. Benimki dinleyerek, müziksel zekamın gelişmiş olması da biraz bundan sanırım. Lisedeyken öğretmenler zorla yazı yazdırırdı, herkes notları bol bol yazardı. Ben bir defa temize çeker, bol bol okurdum. Sonra sınavdan önce arkadaşım bana bir defa anlatsın yeterdi. Unutmazdım kolay kolay. Herkes akşam çok çalıştım zannederdi oysaki ben dikkatimi vererek bir defa dinlesem yeterdi. Bunu ne kadar erken fark ederseniz hayatınız o kadar başarılı olur.

Herkesin bir kapasitesi vardır, aşamaz derler. İnanmayın ve sınırlarınızı zorlayın. Unutmayın sınırlarınızı siz çizersiniz.  Umarım tavsiyelerim işinize yarar, başarınıza başarı katar ve sınırlarınızı zorlarken size kolaylık sağlar. Kolay gelsin :J

Önceki İçerikBU İŞ BURADA BİTER – MARIEKE NIJKAMP
Sonraki İçerikGİZEMLİ ÖĞRETMEN – MEHMET ÖZCAN
Adım İrem Gül. Bilgisayar öğretmeniyim. Tam bir başak kızıyım. Hayatı benim açımdan görün istedim ve bu bloğu açtım. Dünya’ya İrem’in penceresinden bakmaya hazır mısın?