BURSA’DA GEZİLEBİLECEK YERLER

1031

2 günlük minik bir geziye neler sığdırılabilir?  Biz milyonlarca fotoğraf, sayısız bol kahkahalı anı sığdırdık. Sizlerle de deneyimlerimi paylaşmak ve yaşadığımız sıkıntıları anlatmak istedim. Böylece sizler gezmeye gidince aynı sıkıntıları çekmeyin ve geziniz bizimkinden de güzel olsun.

Biz bir arkadaşımla gittik. İkimizde Bursa’nın yabancısıyız ve turla falan değil öylece ikimiz gittik. İstanbul’da kaldığımız noktaya yakın deniz otobüsü durağı vardı, oradan gidiş dönüş bilet aldık. Kalmak için en iyi yer öğretmenevi olur diye düşündük(ikimizde öğretmeniz). Yanımıza birkaç parça kıyafetin içinde olduğu sırt çantamızı aldık. Gidişte sorun yaşamadık. Deniz otobüsü Güzelyalı’da indirdi ve biz kalacağımız yere bir dolmuş bir metro yaparak yaklaşık 1.30 saatte ulaştık. Kaldığımız yer oldukça merkeziydi, aç kalmayız düşüncesiyle yanımıza yemek türü bir şey almadık. Odamıza geçtiğimizde saat 12 olmuştu ve internette hiçbir dükkan açık gözükmüyordu. Karnımız açtı, çıkıp çevreye bakmaya karar verdik. Bu saatte tek açık bulabildiğimiz yer çiğköfteci oldu(ona şükür).

Gideceğimiz yerleri önceden planlayıp gidecektik ancak planda olmayan sıkıntılarımız oldu ve biz plansız yola çıkmış olduk. Hatta plandan ziyade nereye gidelim gezelim onu bile araştıramadık. Gece “Yarın sabah Cumalıkızık’a gidip kahvaltı yapalım, gezelim sonra nereye gideceğimize karar veririz.” dedik. Sabah yakınlardaki otobüs duraklarından birinden otobüse binip yaklaşık 20-25 dakikada Cumalıkızık’a vardık. Toplu taşımaların çok boş olması bizi şaşırtıyordu. İndiğimizde Cumalıkızık oldukça kalabalıktı. Yağmurlu bir hava olmasına rağmen birçok insan bizim gibi gezmeye gelmişti. Genelde turlar vardı. Yol üzerinde hediyelik eşyalar, el yapımı ürünler vardı. Doğası korunmuş çok güzel bir yerdi. Her adımında fotoğraflar çekindik. Yediğimizi içtiğimizi anlatmayacağım. Unesco miras listesindeki ‘Küpeli Ev’ i gezdik. İçine bayıldık hatta arkadaşım tam benim yaşayabileceğim yer dedi. (Merak ederseniz sosyal medya hesabımın reels kısmına evin içinde bir tur videosu ekledim.) Sonra ilerisindeki Cinaralığı sokağı görmek istedik. Burası ile ilgili çok hurafe duymuştuk, bizde merak ettik. Merak etmeyin çarpılmıyorsunuz. Geçtik ve hala çok şükür sağlıklıyız 😀 Cumalıkızık’ta son olarak el yapımı ürünlere baktık. Birkaç ürün aldık ve dönüşe geçtik. Dönüşte otobüsü bulamadık dolmuş vardı. Gideceğimiz yeri söyledik şoför yakınından geçiyor deyince bindik. Gidişimize nazaran uzun süren bir dönüş yolculuğu oldu. Hiç bilmediğimiz bir yerde bizi bırakan dolmuşçu buradan gideceksiniz deyip gitti. Elimizde bir sürü eşya var, ıslanmışız, yorulmuşuz. Sırf müşteri alayım diye adam bizi çarşıya getirmiş. Kime sorsak “Çarşıdan geze geze giderseniz bulursunuz.” diyor. Navigasyonumuz sağ olsun kaldığımız yeri bulduk ama ben yürürken nasıl yoruldum bilemezsiniz. Yarım saate yakın yürümüşüzdür. Eşyaları bırakıp birkaç dakika dinlendikten sonra geri çıktık. Kaldığımız yer Ulu Cami’ye 5 dakika mesafedeydi. Önce Kozahan’ a çıkıp kahve içtik. Sonra Kapalı Çarşı’yı gezdik. En son Ulu Cami’yi gezdik. Orada meşhur bir iskenderci varmış, gittik ki önünde sıra var. (neresi söylemeyeceğim, reklam yapmak istemiyorum.) 20 dakika bekledikten sonra girdik ve yedik. Gayet güzeldi tadı. Oradan çıkınca odaya dönmek zorunda kaldık çünkü ben kendimi iyi hissetmiyordum. Biraz dinlendikten sonra arkadaşım kırmızı ışıklı bir kule var oraya gidelim dedi. O kadar plansızız ki adını bilmiyoruz. Tophane Saat Kulesiymiş. Aldık kahvelerimizi yürüyoruz. Bulamadık ve tüm gün yaptığımız gibi yolda gördüğümüz kişilere yol soruyoruz. (Hatice teyzem kimseye yol sormayın demiş ama mecbur kaldık, Hatice teyzem kusura bakma ellerinden öpüyorum) En sonunda kırmızı ışıklı kuleyi bulduk. Osman Gazi ve Orhan Gazi türbelerinin olduğu yermiş. Tophane Saat Kulesi de muazzamdı ama en muazzamı oradan görünen Bursa manzarasıydı. Oturup arkadaşımla saatlerce kahve eşliğinde manzara izledik. Hani derler ya “Bursa’da bazı mahallelerde adım başı türbe, cami, mezar var.” diye doğruymuş. Biz Tophane’yi ararken yanlışlıkla oraları da gezdik. İlk günümüzü böylece tamamlamış olduk. Benim açımdan bazen zorlayıcı olsa bile çok güzel bir gündü.

İkinci gün Osman Gazi ve Orhan Gazi türbelerine gittik. Gece gittiğimizde kapalıydı bizde sabah ziyaret edelim dedik. (Merak ederseniz sosyal medya hesabımın reels kısmına türbelerin içinde birer tur videosu ekledim.) Gündüz gözüyle yağmurlu bir Bursa manzarasına karşı kahvelerimizi içtik. Sonra Bursa Kalesinin Fetih Kapısına gittik. Yol üstünde gördüğümüz türbeleri de ziyaret edip dua ettik. Öğretmenevinden eşyalarımızı alıp yemek yedik. Çok sevdiğim, saydığım bir meslektaşımla oturup hoş sohbet ettik. Sonra dönüş için deniz otobüsümüze bindik ve eve döndük.

Elimizden geldiğince dolu dolu gezdik. Yağmur o kadar çok yağdı ki bir ara paçalarımdan su damlıyordu. Yinede sonuna kadar eğlendik. Benden tavsiye gitmeden önce gidiş dönüş biletlerinizi alın ve kalacağınız yeri ayarlayın. İkinci olarak ne olur olmaz diye dondurulmuş bile olsa yanınıza atıştırmalıklar koyun. Gitmeden önce gideceğiniz yerin hava durumuna bakın(sonra bizim gibi şemsiye aramak zorunda kalırsınız. ) Benim gibi uygun fiyatlı bir şey bulursam alırım diyen alışveriş severlerdenseniz yanınıza yedek bir çanta/valiz alın. Gittiğinizde gezmeyi düşündüğünüz yerleri mutlaka not edin, kendinize bir rota oluşturun. En önemlisi gezmeye gittiğiniz kişiyi iyi seçin. Benim arkadaşım her çilemi çekti ve hiç yorulmadı, çok teşekkür ederim gezi arkadaşım <3 Ayrıca imzalı kitabı ve hoş sohbeti için Hasan Ersoy hocama teşekkür ederim.  Bir yazımın daha sonuna geldik, bir sonraki yazımda görüşmek üzere.

Önceki İçerikKAHVE SOĞUMADAN ÖNCE – TOSHIKAZU KAWAGUCHI
Sonraki İçerikBUZDOLABIM İNTERNET BAĞIMLISI – HASAN ERSOY
Adım İrem Gül. Bilgisayar öğretmeniyim. Tam bir başak kızıyım. Hayatı benim açımdan görün istedim ve bu bloğu açtım. Dünya’ya İrem’in penceresinden bakmaya hazır mısın?