GENÇ WERTHER’İN ACILARI- GOETHE

498

Yeni bir kitap yazımda tekrar selamlıyorum sizi. Kitap dükkanında indirim vardı, bir de bu kitabın dışını kumaş gibi kaplamışlar. Görünce bayıldım, hemen aldım. 2 günde bitirdiğim bu kitabı hemen anlatmak istiyorum.

Önce yazardan bahsedeyim biraz. Johann Wolfgang von Goethe 28 Ağustos 1749 yılında Frankfurt’ta doğmuştur. Dünya edebiyatının en önemli yazarlarından olan Johann Wolfgang von Goethe sadece edebiyat alanında değil felsefe ve doğa bilimleri alanında da birçok eser vermiştir. Varlıklı bir ailede dünyaya gelen Goethe’nin evinde çok zengin bir kütüphane ve oldukça değerli resim koleksiyonları bulunuyordu. Kız kardeşi ile birlikte bu evde büyüdüler. Goethe küçük yaşlarda Fransızca, Latince ve Eski Yunanca dillerini öğrendi ve aydınlanma çağının düşünceleri ile yetiştirildi. Fransız işgalinde bulunan Frankfurt’ta sergilenen bir tiyatro oyundan oldukça etkilendi ve Fransız edebiyatına ilgi duymaya başladı. 18 yaşında babasının isteği ile hukuk okumaya başladı. Leipzig’de öğrenim gördüğü süre içinde dönemin büyük sanatçıları, edebiyatçıları ile tanıştı. Arkeologlar ile samimi, bir dostluk kuran Goethe eski yunan sanatlarına ilgi duymaya başladı. Gözlem gücü oldukça keskindi. Merak ettiği şeylere sadece bakmak onu derinlemesine irdelerdi. Başladığı her işi sonuna kadar bitirme özelliğine sahipti. 1768 yılında ağır bir hastalık geçirdi ve evine döndü. İki yıl boyunca simya ve astroloji ile ilgilendi. 1774 yılında yazdığı ilk romanı olan Genç Werther’in Acıları kitabında gençliğin düşüncelerini oldukça başarılı şekilde yansıttı ve evrensel bir üne kavuştu. Bu romanı ile Alman edebiyatında coşkunluk akımını başlatan yazar oldu. Bu senelerde ilahi ve şiirler yazdı. (kidega.com’dan alıntıdır.)

Kitabın arkasındaki yazılanlardan kitabı konuşmaya başlayalım. “Yaşadığı ruhsal bunalımdan kurtulabilmek için şehirden uzaklaşan Werther, yerleştiği yeni çevrede soylu bir ailenin kızı Lotte’ye imkansız bir aşkla tutulur. Aralarındaki güçlü bağa rağmen Lotte’nin başkasıyla nişanlı olması ve evlenmesi, zaten güçsüz olan kalbi için çok fazladır. Zihni ışıksız bir zindana dönen Werther, tutkulu aşkına ve umutlarına rağmen kendini geri dönülmez bir yolun başında bulur.

Fırtıne ve Coşku, Klasisizm ve Romantizm akımlarının güçlü temsilcisi Goethe’nin henüz yirmi beş yaşındayken, kendi yaşadığı umutsuz ilişkiden esinlenerek yazdığı Genç Werther’in Acıları, şiirsel dili ve tutkulu anlatımıyla döneminin temel eserleri arasında sayılmaktadır.

Kendini kapana kısılmış hisseden gençlerin ve çaresiz aşıkların manifestosu haline gelen bu eseri, Yeşim Tükel Kanra’nın özenli çevirisi ile sunuyoruz.”

Bu cümlelerden de anlaşılacağı üzere kitap kavuşamamış aşıklardan bahsediyor. Bayadır romantizm-dram türünde okumuyordum. İlk sayfasındaki şu cümle açar açmaz beni etkiledi: ”Ve sen, onunla aynı çaresizliği hisseden iyi yürekli insan, sen de onun acılarında teselli bul, kör talihin ya da hataların yüzünden kendine yakın birini bulamadıysan, bırak bu küçük kitap dostun olsun. –Johann Wolfgang von Goethe” İşte bu satırlar içimi ısıttı ve başladım. Werther acılardan kaçıp küçük bir kasabaya kaçmış ama acılar peşini bırakmamış. Bir sorundan kaçarken başkası ortaya çıkar. Lotte de onun için öyle olmuş. Aşkı onun sonu olmuş. Lotte ilk zamanlar onu dostu gibi görse de bence ona olan ilgisini fark etmiş, buna rağmen nişanlısı ile evlenmiş. Evlendikten sonra da Werther ile görüşmeye devam etmiş. Anlamamazlıktan gelmiş. Lotte’nin eşi Albert bile arkadaşı Werther’in eşine ilgisini anlamış. Ama Lotte bu arkadaşlık görünümlü aşk ilişkisine son vermemiş. Werther’de kendi hayatına son vermiş.

Açıkçası bir kadın olarak Lotte’ye sinir oldum ve Werther’e çok üzüldüm. Dram dolu aşk hikayesini okurken kendi içim bir tuhaf oldu. Yazarın kalemi o kadar kuvvetli ki sanki ben yaşıyormuşum gibi hissettim. Siz de okuyunca kendinizi imkansız bir aşkın içinde bulacaksınız. Bir insan bir insana aşk dolu bakışlarını nasıl böyle güzel betimleyebilir diye merak ederdim, kitap gösterdi. Sizce Lotte mi haklı Werther mi? Neden insanlar böyle yapar? Acaba ben mi yanlış yorumladım? Aslında Lotte anlamamış mıydı? Bu soruların cevaplarını siz bulabilirsiniz.  Cevapları bulunca yani kitabı okuyunca bana mutlaka mesaj atmayı unutmayın. Kitap üzerine sohbet edelim. Keyifli okumalar…

Önceki İçerikANTALYA’DA GEZİLEBİLECEK YERLER
Sonraki İçerikDİZİ TAVSİYELERİ -2
Adım İrem Gül. Bilgisayar öğretmeniyim. Tam bir başak kızıyım. Hayatı benim açımdan görün istedim ve bu bloğu açtım. Dünya’ya İrem’in penceresinden bakmaya hazır mısın?