İNGİLİZCE KURSUNA GİTTİM

1834

İngilizce seviyemin genel olarak iyi olduğunu düşünüyorum. Bu kurs sonucu aldığım belgeyle de yanılmadığımı anladım. Genel olarak nasıl çalıştığımı ‘İngilizce Seviyemi Nasıl Geliştirdim?’ yazımda belirtmiştim. https://www.ireminpenceresinden.com/ingilizcede-kimmis-dedirtecek-tuyolar/ linkinden bakabilirsiniz. Bunların yanında bir destek gerektiğini düşündüğüm için de İngilizce kursuna gittim. Neler oldu, bana neler kattı, gidilmeli mi biraz bunlardan bahsetmek istiyorum.

İlk olarak buna karar verme sebebim ‘Böte(Bilgisayar Öğretmenliği)’ açıklamıştım. Kırıkkale’de öğrenim gördüğüm için okul zamanımla eş zamanlı gitmeliydi. Bundan dolayı oradaki kurslara baktım. Tek tek gezip fiyat bilgisi aldım. Ortamları nasıl baktım. En son birinde karar kıldım ve yazıldım. Grup grup ders işleniyordu. Grup gruptan kastım hafta içi ve hafta sonu ayrılıyordu. Hafta içi ders saati 18.00-22.00 arasında, pazartesi-çarşamba ve salı-perşembe günleri ders vardı. Hafta sonu cumartesi-pazar saat 13.30- 17.30 arasındaydı. Ben hafta içi dört gün okula gittiğim ve kursa kısmen çok yakın olmayan bir yerde kaldığım için hafta sonu grubuna yazıldım. Grupların kişi sayısı 15-20 kişiyi geçmiyordu. Fiyat kısmına girmeyeceğim, amacım nasıl eğitim veriliyor fikriniz olması.

Eğitim kısmına geçelim. Hangi seviyeden başlamak istediğimi sordular. A1,A2,B1,B2,C1,C2 şeklinde yükseliyor. A1 en düşük C2 en yüksek seviyeymiş. Ben gramer konusunda iyiyim ancak konuşmakta zorlanıyorum ondan dolayı en düşükten başlasam daha iyi olur sanırım, dedim. A1’den başladım. Bir kitap verdiler. Bir de dosya verdiler, tüm seviyelere göre kelimeler bulunan. Bunun dışında bende bir defter aldım, not tutmak için. Konuşma-dinleme ve dil bilgisi(gramer) dersimiz vardı.

Konuşma-dinleme dersimizde yabancı bir öğretmenle konuşmaya çalışıyorduk. Yabancı şarkıları sözlerini ekranda görerek dinliyorduk. Hoca telaffuzdaki hatalarımızı anında düzeltiyordu. İlk derslerde hiç konuşmadım. Normalde çabalamanız gerekiyor doğru konuşabilmek-telaffuz- için ancak ben önce sınıftakilerin seviyelerini görmeye karar verdim. Bu şekilde derslerde bol bol not alıp dinliyordum. Vize haftasına kadar söyledikleri şekilde çalışıyordum. Vize haftaları okul derslerime önem veriyordum. Gramer dersimize Türk bir hoca giriyordu. Çünkü hiçbirimiz İngilizce anlatımı anlayabilecek seviyede değildik. Ayrıca anlamadığımız kısımları Türkçe sorabilmemiz gerekiyordu. Hocamız da çok iyi anlatıyordu-hala hatırlayabiliyorum-. A1-A2 kuru arasında sınav olmadık ama hocalarımız zaten seviyelerimizi ve eksiklerimizi belirtiyorlardı. Bir dönem bu şekilde ilerledik.

Finaller gelmeden önce kur geçme sınavı geldi. A2’den B1 ‘e geçmek içindi. Sınav 3 aşamalıydı. Dinleme(listening), dil bilgisi(gramer) ve konuşma(speaking) şeklindeydi. Dinleme ve dil bilgisi kısmından korkmuyordum ama konuşmadan korkuyordum. Akşam boyunca çalışmıştım. Dinleme ve dil bilgisi sınavına herkes aynı anda girdi. Sonra konuşma sınavına hocalarla tek tek girip kamera eşliğinde ya da ses kayıt cihazı ile giriyorduk. Ben girdim. Bir kız daha vardı. Kendimizi tanıttık, tanıştık. Heyecandan sanırım kıza dair sadece cinsiyetini hatırlıyorum. Kendimi ifade etmeye çalıştım ve yarım saatte bitti. Çok heyecanlıydım ama inanılmaz bir şey oldu. En yüksek puanı konuşma sınavından aldım(96). Bir üst kura geçmeyi hak kazandım.

Diğer kur okulla birlikte 2.dönem başladı. Yine aynı – hafta sonu- gidiyordum. Ama sınıftaki arkadaşlarım aynı kişiler değildi. Daha doğrusu A1-2  kurunu geçemeyen arkadaşlar olmuştu. Grup değiştirenler olmuş. Hocalarımız da değişti. Ders mantığımız aynıydı ama daha zordu. Dil bilgisinde okulda hiç görmediğim konular vardı. Konuşma-dinleme dersinde artık belli konular(politika, restoran, uçak…) vardı ve daha iyi cümleler kurmamız bekleniyordu. Daha iyiden kastım, zamanları doğru kullanmamız, kelimeleri rahatlıkla telaffuz edebilmemiz gibi kriterlerdi. Kendimi geliştirmeyi ve İngilizceyi sevdiğim için hiç zorlanmadım. Hatta oyunlar oynadık İngilizce, çok eğlenceliydi. Geldik kur bitirme sınavına. Açıkçası üzülüyordum çünkü sınıfımı hocalarımızı çok seviyordum. Ortam çok güzeldi. Ama tabii ki sınava çalıştım. Dil bilgisine internetten test çözerek, konuşma ve dinleme sınavlarına diyaloglar dinleyerek çalıştım. Sonuç ne oldu, tahmin edin. Her sınavdan 90 üzeri aldım ve konuşma sınavından 100 aldım. Nasıl mutlu oldum anlatamam. Konuşabiliyordum artık ve dışarıda da birkaç defa konuşmam gerekse kendimi kurtarabildim. Uçakta, sokakta İngilizce konuşmam gerekince çekinmiyorum. Bu kurs bana ne kattı, konuşmayı. Denemekten ilk çekinsemde sonra bol bol denedim. En büyük katkısı bu oldu. Sizde bir kursa gitmeyi düşünüyorsanız bence konuşma kısmına önem verin çünkü bizim okulda gördüğümüz eğitimler bu konuda eksik kaldığı için sıkıntı yaşıyoruz. Asla pes etmeyin çünkü yanlış yapa yapa doğruyu bulacaksınız.

Önceki İçerikÖĞRETMENLİK ANILARIMDAN PART-2
Sonraki İçerikDERS ÇALIŞIRKEN KENDİMİ NASIL MOTİVE EDİYORUM?
Adım İrem Gül. Bilgisayar öğretmeniyim. Tam bir başak kızıyım. Hayatı benim açımdan görün istedim ve bu bloğu açtım. Dünya’ya İrem’in penceresinden bakmaya hazır mısın?