MARLO MOGAN – BİR ÇİFT YÜREK

2381

Marlo Mogan’ın 1990 yılında kaleme aldığı, Aborjinler ile yaşamış olduğu yaşam deneyimini anlattığı eserdir.

Bir kitap sitesi, eseri şu şekilde kitabı tanıtıyor: ”Bir Çift Yürek, Amerikalı bir kadının Avustralya’da yaşadığı ruhsal yolculuğun öyküsüdür. Göçebe kültürden Aborijinler eşliğinde, kabilenin kendilerini adlandırdıkları şekliyle, “Gerçek İnsanlar” la birlikte dört ay boyunca, çölün çorak coğrafyasındaki bitkiler ve hayvanlarla uyum içinde yaşamayı öğrenir. Olağandışı insanlardan oluşan bu toplulukla birlikte yaptığı yolculukta Morgan, bu insanların 50.000 yıllık kültürlerinin felsefesi ve bilgeliğiyle tanışır. Macerasının ilk gününden itibaren bu çetin yolculuğun zorluklarıyla mücadele etmek zorunda kalır. Dayanıklılığının her gün sınandığı bu zorlu yolculukta, karşılaştığı her zorlukta birlikte ruhu da değişime uğrar. Aborijinler onu, büyük bir alçakgönüllülükle kendilerinden biri olarak kabul eder ve onun şefkat dolu öğretmenleri olurlar. “ Ben ise kısaca hayat deneyimi diyorum.

Üniversitede bir hocamız önermişti kitabı. Mutlaka okuyun demişti. Bende akşamına almıştım. Kimi site deneme türünde kimi site otobiyografi türünde gösteriyor. Şaşırdım ama aldım. Bir solukta okudum. Yaşadıkları hem heyecan verici hem de sürükleyiciydi. Yaşanmış olması ise insanı ayrıca fethediyor.

Kadının ilk olarak arabada giderken düşünceleri ile dönüşteki düşünenleri arasındaki fark size de minik bir mesaj veriyor. Hayatta ön yargının yanılttığını muhteşem şekilde gözler önüne seriyor. Sevgi, saygı gibi kavramları verirken düşüncelerinizden bile arındırıyor. Aborjinler denildiğinde aklıma hep kafa kesip yiyen yamyamlar geliyordu. Artık kim oldukları konusunda birazda olsa fikrim var. Mesela kafa kesip yemediklerini öğrendim. Aslında o sadece televizyondan öğrendiğimiz asparagas bir bilgiymiş.

Okurken düşündüklerim, ortasında düşündüklerim ve sonunda düşündüklerim diye düşüncelerimi çok keskin olarak ayırabilirim. Çünkü her bir bölümünde farklı bir düşünce, olay, çözüm ile karşılaşıyorsunuz. Birazcık içerisinden tüyo vereyim. Yazarımız araba ile Aborjinlerin kabilesinin konakladığı yere götürülüyordu. Amacı, onlar hakkında bilgi edinmek, yaşam tarzlarını öğrenmek ve diğer insanlardan kendilerini nasıl soyutladıklarını görmekti. Valizini hazırlamış, arabada onu götüren şoförle sohbet ediyordu. Yaklaştıklarını söylediğinde şoför içini bir heyecan kapladı. Acaba yanına aldığı kıyafetleri uygun olur muydu? Şu anda valizinde neler vardı hatırlayamıyorum ama bir çanta ile geldiğine eminim. İndiğinde tüm kabile onu dikkatle izliyordu çünkü üzerinde kıyafet vardı. Onlar ise çıplaktı. (Bende bu kısımda şok oldum gerçekten, yanlış mı okuyorum diye aynı cümleyi 3 defa okudum.) Kabilede görüştüğü kişi ona kıyafetlerini çıkarmasını söylemişti. Ne yapacağını bilemedi. Bu kadar insanın içinde soyunacak mıydı? Kıyafetlerini çıkarmak istemiyordu ama adam bunun gerekli olduğu, böylece onlara uyum sağlayabileceğini hatırlattı. Yazar o zaman buraya gelme amacını hatırlayıp istenilenini yaptı ve iç çamaşırlarına kadar çıkardı. Sonrasını anlatmayacağım, siz okuyun.

Ben ne oluyor burada ya diyerek okumuştum. Tedavi şekilleri, beslenme tarzları özellikle de dünyaya bakış açıları çok farklıydı. Hani bir kitapta beğendiğimiz kısmın altını çizeriz ya, başkasına verdiğimizde bizim düşüncemizi anlasın diye veya sosyal medya hesabımızda paylaşırsak insanlar da bundan yararlansın diye. Ben bu kitabın tamamını paylaşmak istedim. Tanıdığım herkese önerdim ve her bölümünü dikkatli oku dedim. Kabilenin bilge kişilerinin söyledikleri gerçekten doğru yani okuyunca demek istediğimi anlayacaksınız. Şu an insanları yaptıkları ile aslında yapmaları gerektiği şeyler… Bir kabile ile tanışıyormuş gibi değil de başka bir gezegenden insanlarla tanışıyormuş gibi hissediyorsunuz. Hala böyle insanlar var mı diyorsunuz. Ben kitabın tamamını 2 defa okudum ikna olabilmek için. Hocamıza da tavsiye ettiği için minnet duyuyorum. Sizlere şiddetle tavsiye ediyorum, mutlaka okuyun. Pişman olmayacaksınız.

Önceki İçerikBİLİM KURGU FİLM TAVSİYELERİ
Sonraki İçerikİSTANBUL’DA YAŞAMAK
Adım İrem Gül. Bilgisayar öğretmeniyim. Tam bir başak kızıyım. Hayatı benim açımdan görün istedim ve bu bloğu açtım. Dünya’ya İrem’in penceresinden bakmaya hazır mısın?