NEDEN DİNİ KONULARDAN ÇOK BAHSETMİYORUM?

1732

Bu konuda çok soru ve eleştiri alıyorum. Bu konuya açıklık getirmeye karar verdim.

Ben kapalıyım ama birçok arkadaşım açık. “Arkadaşlarının açık olmasından rahatsız olmuyor musun?” “Hiç mi onlara kapan demiyorsun?” “Ne biçim arkadaşsın, göz göre göre arkadaşların günah işliyor sesini çıkarmıyorsun.” Bu ve bunun gibi birçok saçma eleştiri aldım, alıyorum. Cevap vermekten bir zaman sonra bıkıyorum.

Olayın temeli ‘saygı’. 18 yaşını dolduran herkes ergin sayılıyor. İyiyi kötüden ayırt edebilen, bazı şeylerin nedenini sonucunu anlayabilen kişiler olarak görüyoruz erginleri. Ben ve birçok arkadaşım yirmi yaşımızı geçtik,  neyin ne olduğunu anlayabilecek yaştayız. Bu yüzden kimseye onu yap, bunu yapma deme gereksinimi duymuyorum. Akli dengesi yerinde, ayırt etme gücü olan herkes kendi inanışına uygun yaşayabilir. Ya da bambaşka istediği şekilde de yaşayabilir. Olay mutlu olmakla ilgili. Huzurlu olmak, rahat olmak… Ben bu şekilde mutluyum ve insanlar buna saygı duyuyorsa ben neden duymayayım? Benim insanlara “Kapan, bu ne böyle!” demem ile insanların bana “Aç şu kafanı, çirkinleştiriyorsun kendini!” demesi arasında fark var mı? Kendi yaşamak istemeyeceğim hisleri hissettirmek, duymak istemeyeceğim cümleleri karşımdaki insanlara kurmak istemem.

Eğer ciddi olarak fikrimi sorarlarsa düşüncemi uygun bir dille ifade ederim ama karışmam. Çünkü dini konuların tamamen insan ve Rabbi arasında olduğunu düşünüyorum. Benim ibadetlerim, ettiğim dualar, İslam hakkındaki düşüncelerim, mezhebim, diğer mezheplere ve inanışlara bakış açım hepsi beni ilgilendirir. Ulu orta bunları yaymak bana reklam etmek gibi geliyor. Herkesin düşüncesine saygı duyuyorum ama benim hoşuma gitmiyor. Bu yüzden soruldukça, laf geldikçe bu konularda konuşuyorum. Mesela alkol, sigara ile ilgili konuşurken tasvip etmediğimi, zararlarını anlatırım. Ama kimseye alkol kullanırken “Öleceksinn, günahkârsın!” diye bir ithamda bulunmuyorum. Veya sigara kullanan insanlara “Akciğerin iflas edecek, benim eniştemde öyle öldü sende öleceksin!” demiyorum. Neden durduk yere canını sıkayım? En fazla tepkim, sana yakışmıyor olur. Yakın arkadaşlarıma takılırım ama onlarda bilirler, yargılamam sadece şakadır.

Arkadaşlarım şortla, mini etekle gezerler, gururla yanlarında ilerlerim. Çünkü önemli olan insanların kıyafeti değil düşünceleri, ben bunu çok iyi öğrendim. Ama kapanmak isteyen düşüncesi olanlara da yol gösteririm. Elhamdülillah, bu zamana kadar birçok kişinin kapanmasına da vesile oldum. Bu mutluluk verici bir şey tabi ki isteyen herkese Rabbim nasip etsin. Ama bu işler zorla olmaz. Zorla olanları görüyorsunuz dışarıda. Arada kalmışlar. Kapalı mı açık mı anlaşılmıyor.

Çok dindar gözüküp bağnaz ve sığ düşünceli insanlar da gördüm. Çok dinsiz yani hiçbir konuda bilgisi olmadığı için ne yapacağını bilemeyen insanda gördüm. Sığ ve bağnaz olana hiçbir şey söylemedim çünkü ne demiş Mevlana “Cahille girme münakaşaya. Ya sinirini zıplatır tavana, ya da yazık olur adabına.” . Ama dinsiz görülüp bilgisi olmayan kişilere İslam hakkında bildiğim şeyleri anlatıp en sonunda da doğrusunun Kur’an-ı Kerim’de yazılı olduğunu eklerim. Olur ya bende insanım yanlış bildiğim/hatırladığım bir şey varsa en güvenilir kaynağa yönlendiririm.

Yani genel olarak şunu diyebilirim. Kimse ile dini konularda tartışmaya girmiyorum veya yargılamıyorum. Soruldukça konuşuyorum. Bence doğrusu bu, herkesin dini kendine. Kimseyi yargılamak bir başkasına düşmez ve Müslümanlar değil İslam’dır kusursuz olan. Ben bunu bilir, bunu söylerim.

Önceki İçerikSAMİMİYET
Sonraki İçerikKADINLARA UYGUN HEDİYE SEÇİMİ
Adım İrem Gül. Bilgisayar öğretmeniyim. Tam bir başak kızıyım. Hayatı benim açımdan görün istedim ve bu bloğu açtım. Dünya’ya İrem’in penceresinden bakmaya hazır mısın?