STAJ ANILARIM

1794

Üniversite son sınıf olmuştum ve artık “Öğretmenim!” diye seslenecek öğrencilerim olacaktı. Nasıl bir heyecan anlatamam. İlk dönem ders anlatmayacaktım ancak ikinci dönem anlatacaktım. Yine de o eşsiz ‘öğretmen’ sıfatıyla gezecektim. Peki neler mi yaşadım? Buyurunn…

İlk dönem şansıma okulum çok yakındı. Tek dolmuşla gidiliyordu. Hocamızla tanıştık ve hocamızın 2 okulda ders verdiğini öğrendik. Sağ olsun bize gün ve saat konusunda yardımcı oldu. Öğrencilerle tanıştırırken sadece isimlerimizi söylemek yerine “İrem öğretmeniniz bizimle dersimizde olacak. Ben neysem o da o. Davranışlarınıza dikkat edin.” diyerek beni ve staj arkadaşımı sınıfla tanıştırdı. Ben minyon bir insanım bundan dolayı hep öğrencilerim benden uzun ve kalıplı oluyor. İlk zamanlar bundan korksam da korkum yersiz çıktı. Öğretmenlerine gösterdikleri saygı ile aynı ölçüde saygı görüyordum. Bende onlara saygı ve sevgi çerçevesinde yaklaşıyordum. Açıkçası hocamız sayesinde bende öğretmenliğe dair çok şey öğrendim. Siteler, eğitimler, nasıl ders anlatmalıyım, nasıl konuşmalıyım… Hala görüşüp konuşuruz.

İlk dönem gözlem olduğu için çok fazla bir şey yaşamadım. Hocamız öğrencilere öğle aralarında kullanabilmeleri için code.org’dan hesap açmıştı ve ilerlemelerine göre sözlü vereceğini söylemişti. Hepsine yardım etmiştim. Çok şekerdi her biri. Öğrencilerle nasıl bir bağ kurmuşsam ilk dönemin bittiği akşam üzüntüden hastanelik oldum.

İkinci dönem farklı bir okul farklı bir staj arkadaşım ve farklı bir hocam olmuştu. Okulumuz biraz kaldığımız yere uzaktı ama ortamı oldukça güzeldi. İlk gün staj arkadaşımla zor bulmuştuk. Sonrasında rahat ettik. İki dolmuş değiştiriyorduk ve sabah güneş doğmadan evden çıkıyorduk. Yolda poğaça ile kahvaltı yapıyorduk. Okulda tüm gün ders anlatıyorduk. Çocuklarda bir tatlıydı, görmeyin. Ayrıca oradaki öğretmenler ve bize yaklaşımları da çok güzeldi. Şöyle diyeyim ilk gittiğim okulda öğretmenler stajyerleri çok sevmiyorlardı. Ondan dolayı çay içmeyi geçtim, öğretmenler odasında oturmaya çekiniyordum. Ama ikinci dönem gittiğimiz okulda öğretmenler bize meslektaşlarıymışız gibi davranıyorlardı. Açıkçası çok mutlu ediyordu. Oradan hala görüştüğüm hocalarım var ve benim için çok değerliler. Ders anlatırken çocuklarla iletişim kurmakta çok güzeldi. Her biri öğrenmek için can atıyordu. O güzel hevesleri her sabah okula giderken ezanla kalkmamı kolaylaştırıyordu. Birkaç hafta sonra bize yakın oturan bir hocamız olduğunu öğrendik ve sağ olsun sabahları onunla okula gidiyorduk. Çıkışta da biraz yürüyüp dolmuşa oradan da eve geçiyordum.

Öğrencilerle çok güzel vakit geçiriyorduk. Bir gün staj hocamız okulun bir etkinliği için her sınıfın hocalarıyla fotoğrafını çekmemi istedi. Ramazan günü, sıcak hava altında nöbetçi öğrenci ve ben hocamızın dediği şekilde tüm sınıfların ve hocalarının tek tek fotoğraflarını çekiyordum. Biz 5. ve 6. sınıfların dersine girdiğimiz için 7. ve 8. sınıfları tam tanımıyordum. Fotoğrafları 5-6-7-8 sırasıyla çekiyordum. 8. sınıflara kadar bir şekilde çektim. 8. sınıflar geldi karşıma. O anı hiç unutmuyorum. Hepsi farklı havadalar. Kızlar ayrı erkekler ayrı poz vermek istiyor, birbirlerine yaklaşmıyor, kimisi dudağını büzüyor kimisi ayağını kaldırıyor. Zaten oruç ağza güneşin altında çekiyorum birde bunların tribini mi çekeceğim diye düşündüm. Kibarca “Arkadaşlar lütfen şu fotoğrafı düzgünce çekelim, sıcakta yanmayalım.” dedim. Erkek öğrencilerden biri “Hocamm beni kimse fotoğraf çekinmeye ikna edemez ama sırf senin için çekileceğim, sırf senin için.” demesin mi? O an gülmemem gerekiyordu, bende gülümseyerek “Çok teşekkür ederim.” dedim. Hepsi bu tepkim karşısında bir silkelenip duruşlarını düzelttiler. Aynı sınıfları birden fazla kez çekmem gerekti. Aynı sınıf ikinci defa karşıma geldi. Çocuklara durmaları gereken şekli anlatıyorum olmuyor. Yanlarına gidip kollarından tutarak tek tek yerleştirdim. Erkek öğrencilerden biri hoca bana dokundu demesin mi? Hepsi şok oldu, diğer erkek öğrenciler hocam benim yerimi de göstersene diyor. Dedim bunların ergenliği ile uğraşılmaz. Harika görünüyorsunuz çekiyorum, dedim.  Hoca sessizce güldü arkadan. Staj saatim bitene kadar fotoğraf çektim. O gün kadar hiçbir gün uzun gelmemişti gerçekten. Ama o okuldan da ayrılacağım gün çok üzüldüm. Her birini çok sevmiştim. Bu sefer hastanelik olmayayım diye kendime dikkat ettim.

Staja gidecek arkadaşlara tavsiyem orada olma amacınızı unutmayın. Staj öğretmeninizle anlaşamayabilirsiniz, okul yönetimiyle anlaşamayabilirsiniz. Amacınız öğretmenliğin nasıl yapıldığını öğrenmek ve mesleğin güzelliğini hissetmek. En verimli şekilde geçirmeye çalışın. Deneyebileceğiniz her şeyi deneyin. Umarım benim kadar hatta daha mutlu olursunuz. Her gün sonu “İyi ki öğretmenim!” dersiniz.

 

Önceki İçerikERKEKLERE UYGUN HEDİYE SEÇİMİ
Sonraki İçerikLİP BALM(DUDAK NEMLENDİRİCİSİ) YAPALIM
Adım İrem Gül. Bilgisayar öğretmeniyim. Tam bir başak kızıyım. Hayatı benim açımdan görün istedim ve bu bloğu açtım. Dünya’ya İrem’in penceresinden bakmaya hazır mısın?